9 Ekim 2022 Pazar

Kılıçdaroğlu’nun türban açıklaması: AKP’ye seçim hediyesi


Kılıçdaroğlu’nun türban açıklaması: AKP’ye seçim hediyesi,







    

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, evindeki çalışma odasında çektiği üç dakika otuz dört saniyelik bir videoyu dün akşam Twitter üzerinden yayınladı. Görüntülü mesaj merakla bekleniyordu çünkü önceki gün yine Kılıçdaroğlu tarafından duyurulmuştu.

Dediğine göre vereceği mesaj, CHP için de Saray için de bir samimiyet turnusolüydü. Yani su görünecek, teyemmüm bozulacaktı. Şimdi ak koyun kara koyun ortaya çıkacak, geçen hafta garipsenen “Benimle misiniz?” sorusu anlam kazanacaktı.

Tabi insanı bir gerilim alıyor. Acaba neyi önerecek de CHP’liler kendilerini vicdani bir cenderede hissedecek? Bu nedir ki, kabul etmeyen kendisini Saray’ın satılmış ajanı gibi hissedecek? 20 yıldır AKP faşizminin en büyük kurumsal hedefi olmuş CHP, milyonlarca tabanıyla, seçmeniyle daha neyin sınavına girecek?

Ve Saray… Kılıçdaroğlu, bizzat ve açık açık “Saray rejimi”“20 Temmuz darbecisi”“Diktatörlük” diye andığı faşist oluşumu “samimiyet” sınavına davet ediyor.

Allak bullak bir mantık bu. Kurumları normal işleyen normal bir demokraside ve normal bir ülkede CHP’nin rakip gördüğü normal bir sağ parti, elbette samimiyet sınavına davet edilebilirdi.

Ama Hitler’le uzlaşmayı, Südetler ilhakını tanıma raddesine kadar götüren Neville Chamberlain ahmağı bile Nazilerden “samimiyet” beklemiyordu. O bile hain olarak anılmayı, kendi vatanında lanetlenmeyi göze alamadı.

Biz dönelim dün akşamki videoya. Gecenin sürprizi başörtüsüymüş.

Ekonomik muhalefetin konforuyla AKP’yi izleyip güne gider gibi 6’lı masada fiskoslar yapılan koca bir yılın ardından CHP Genel Başkanı’nın siyaset yapası geldi ve bula bula bulduğu konu ne?

Başörtüsü. Evet, Türk kadınının gündemi yaşamak, güvencesiz kalmamak, çocuğuna bakabilmek, güvende hissetmek. Ama anlaşılan Kemal Bey, İstanbul Sözleşmesi’ni gömüp çoktan sönümlenmiş olan türban tartışmasını alevlendirmeye karar vermiş.

Kılıçdaroğlu diyor ki:

Evrensel hukuk ilkeleri ile uyum içinde bir kanuni çerçeve oluşturduk. Kadınların giyim kuşamını siyasetin tekelinden çıkartıyoruz. Bu hakkı yasal güvenceye alacağız. Bunu bir tartışma konusu olmaktan tümüyle çıkartacağız. Yarın itibari ile bu yarayı sonsuza kadar kapatacak adımı atıyoruz. Kanun teklifimizi grup toplantımızdan hemen sonra TBMM’ye sunacağız.”

Anayasa diye bir şey var. Uluslararası sözleşmeler var. Mahkemeler var. Duyan da sanır ki Türkiye’de 100 yıldır devlet, hukuk, nizam yok. Sanırsın Türkiye’de zombiler var ve başörtülü kadınları yiyorlar.

Peki, neyin kanun teklifi olacak bu? Başörtüsünü koruma kanunu!

Şu kaygıyı çok iyi anlıyorum. CHP ile ilgili başörtüsü özelinde 20 yıldır ama daha geniş çerçevede en az 80 yıllık saçma sapan bir yalanlar kurgusu var. Türkiye’deki tüm faşist eğilimlerin ve işbirlikçilerinin CHP’nin ve ülkenin tarihi ile ilgili Orwelyan çarpıtmaları vardır. CHP Türk dünyasına düşmandır, CHP dine düşmandır, geleneklere düşmandır, kimliğe, hür iradeye düşmandır, demokrasiye düşmandır… Gericiler, Atatürk’e façası yetmeyince İsmet İnönü’ye hakaret eder, cumhuriyet devrimlerine karşı çıkamayınca CHP’ye pislik atar…

Türk devletiyle hesaplaşacak yüreği olmayan tarikatçı yumuşaklar, yıllar boyu siyasi cephede kadınları öne sürüp, eşarbın, yaşmağın, her türden başörtüsünün ardına saklanıp yiğitlik taslamadı mı? Niye kimse bu zulümden bahsetmiyor? Türbanla çarşafla militarize edilen tutsak kadınları, üniversitelere gerilim çıkarmaya yollayıp mezun olunca eve kapatan yine bu zalimler değil miydi?

28 Şubat’ta Perinçek bağlantılı özel bir grubun yaptığı provokasyonların bir yandan havyarını yediler, bir yandan tüm ihaleyi CHP’ye yıktılar, bir yandan şimdi Perinçek’i de yanlarına kattılar. Keyfe bak!

Ama işte yükselmek ve iktidarı bırakmamak için sürekli mağduriyet hikâyesine dayanmak önemli bir faşist özelliktir. Elbette tarihi çarpıtarak.

Başörtüsünü siyasetin tekelinden çıkarmak isteyen “samimi” ise, buyursun bunların hesabını sorsun. Ama Kılıçdaroğlu’nun, sapık tarikatlar darılıp gücenmesin diye Süleymancıların yurdunda intihar eden Enes Kara’yı gündeme bile getirmek istemediğini unutmadık.

Samimiyeti pas geçelim yani…

Kılçdaroğlu’nun ve şimdi ona goygoy çeken çevrelerin öne sürdüğü argüman ne? Açık açık yazalım: “Türbanlılar kazanımlarını kaybetme korkusu içinde. Kılıçdaroğlu’nun bu hamlesiyle AKP apışıp kalır.”

Acaba!

Diyelim öyle. Düşmanın yalanlar üzerine kurduğu paradigmayı da sahiplenmezsin ama değil mi? Hayırdır ya, Türkiye’de Jim Crow yasaları mı vardı? Başörtüsü apartheidı mı vardı?

Bu “kazanım” söyleminin 20 yıllık sürecin sonunda halkta hiçbir karşılığı yok. Ama Kılıçdaroğlu’nun kendi partisine zulmedercesine AKP söylemini sahiplenmesi sonucu AK troller talimatsız coşmuş durumda. “Ramazan’da da Ayasofya’yı açar artık”, diyorlar.

Dünkü videoyu izlese iki haftadır epey darlanmış olan Ayetullah Hameney’in de gönlüne bir nebze su serpilir herhalde.

Oysa tarikatların da türban tartışmasının da sosyolojiye çoktan yenildiği bugünün Türkiye’sinde, “mümine hanımların başı açıklarla dostluğuna” kudurup ayet yetiştiren şeyhlerden başka bir gerçeklik yok. Türban ölü bir konu. Bunu tartışmak, gündeme getirmek, bununla zaman harcamak bile AKP’yi beslemekten başka bir şey değil.

Kılıçdaroğlu’nun basitçe oy hesabı yaptığını iddia etmek mümkün. Denilebilir ki, AKP’nin türban diskurunu sahiplenmiş önemli bir kitle var ve Kılıçdaroğlu’nun bu oltasına gelmeye can atacaklar. Hadi diyelim aslı varken taklidine rağbet edecekler. Peki, giden oy? Bu kadar kendini reddeden kişiliksiz bir siyaset, CHP’yi Dimyat pirincinden etmeyecek mi sanıyoruz? YCHP diye diye salya akıtan Saray beslemeleri göreve hazır.

Bahçeli, CHP Genel Başkanı’nın teklifine Hayır oyu vereceklerini şimdiden ilan etti bile. AKP’nin cevabı ise elbette CHP’nin teklifini yok sayacak bir karşı hamle olacak. Çarşamba günü göreceğiz. Yani Kılıçdaroğlu’nun bu güya çok etkili hamlesi zaten sonuç alamayacağı gibi iktidar bloğu da samimiyet testini elinin tersiye itip kendi faşist gündemlerini dayatacak.

Kılıçdaroğlu siyaseten intihar etmek isteyebilir. İstifa ederek bunu gerçekleştirmek mümkün. 100 yıllık parti ayakta durur. Ama bütün bir muhalefeti ve halkın umudunu kendiyle birlikte ölüme sürüklemeye ne hakkı var? Ve bu toplu intihar histerisine katılmayana yüreksiz ve samimiyetsiz demeye?


https://www.turksolu.com.tr/kilicdaroglunun-turban-aciklamasi-akpye-secim-hediyesi/


***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder